30 May 2018

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Cemal Aytaç Ak,sebze ve meyveleri seçerken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Et, balık, süt ürünleri, meyve, sebze kısaca her türlü alışverişimizde ürün satın alırken günlük ve taze olmasının dışında nelere dikkat etmeliyiz?
Özellikle ambalajlı et alırken etiket bilgiler incelenmeli. Etin ismi, miktarı, üretici ve paketleyici firmanın adı, seri numarası, üretim ve izin tarihi, ürünü koruma koşullarına (hangi sıcaklıklar arasında korunacağı) dikkat edilmeli. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın izni ile üretildiğine dair ibaresi olan ve en önemlisi son kullanma tarihi olan ürünler tercih edilmeli. Ambalajı delinmiş etlerin kesinlikle alınmaması gerekir.
Eğer açık et alınıyorsa rengi mutlaka kontrol edilmeli ve et mutlaka koklanmalı. Bozuk et kokusu oldukça keskin olduğundan ürünün bozuk olup olmadığı anlaşılabilir.
Balık alırken ise, solungaçlarının kırmızı, gözlerinin çıkıntılı, parlak ve pullarının da yapışık olduğuna dikkat edilmeli.
Bayat balık eti yumuşaktır. Balığın kuyruğu dik değildir ve sallanır. Balığa parmağınızı bastırdığınızda çöktüğünü gözleyebilirsiniz.
Süt tercih ederken uzun ömürlü olanlar yerine besin kayıplarının daha az olduğu cam şişelerde satılan günlük sütleri tercih ediniz.
Meyve ve sebzelerde ise dikkat edilecek ilk nokta kesinlikle mevsim sebze meyvelerini tercih etmek olmalıdır. Kenarları düzgün, satın alınan rafta büyüklükleri denk, şekilleri oldukça standart ve birbirine benzeyen meyve ve sebzeleri tercih etmeyiniz. Bozuk şekilli ve büyüklü küçüklü ürünler daha sağlıklıdır.

Katkılı ürünlerin sağlığımız için uzun ve kısa vadede zararları nelerdir?
Katkı maddeleri besinlere renk vermek, tat koku değiştirmek, raf ömrünü uzatmak ve besin değerini yükseltmek için kullanılan maddelerdir. Bu maddelerin kullanımı için gıda yasasında onaylanmış olmaları gerekir. Avrupa Birliği komisyonlarınca belirlenmiş katkı maddelerini isimlerinin önüne gelen “E” harfinden tanıyabilirsiniz. İsimlerin önüne E harfi gelen katkı maddeleri toksikolojik açıdan güvenilir demektir. Ama biz biliyoruz ki güvenilir diye kullanımına izin verilen, fakat daha sonra yasaklanan pek çok katkı maddesi vardır. Bu katkı maddelerinin kansere, tiroid rahatsızlıklarına, allerjik hastalıklara, hiperaktiviteye neden olduğunu biliyoruz.
Bizce doğal olmayan ve laboratuvar ortamında hazırlanan bu katkı maddeleri ile yapılmış ürünler, son dönemlerde artmış olan kanserin, inflamatuar barsak hastalıklarının ve otoimmün hastalıkların bir nedeni olabilmektedir. Hatta beyin fonksiyonlarını etkileyerek suç işlemeye meyil oluşturduğunu ve davranış bozukluklarına neden olduğunu söyleyen bazı görüşler de vardır.

Günümüzde meyve ve sebzelerde kullanılan hormonların ve ilaçlamaların zararları nedir? Yiyeceklerin hormonlu olup olmadığını anlamamız mümkün mü?
Hormonlu besinlerin uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı ve konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, otoimmun hastalıklar, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve kansere sebep olduğunu bilmekteyiz. Ayrıca son dönemlerde çocuklarda sıkça görülen erken ergenliğe besinlerdeki hormonların neden olduğu düşünülmektedir.

Besinlerin hormonlu olup olmadığını anlamak için hormonların en çok kullanıldığı besinler üzerinde dikkat edilecek noktaları sıralarsak;

Domates: İçi fazlaca boşsa, hormonlu olduğundan şüphelenebilirsiniz. Ayrıca hormonlu domatesler dik kesildiğinde ortasında beyaz ve sert bir tabaka görülür.
Salatalık: Şekilsiz, bir ucu kalın, bir ucu ince veya yan yana yapışık meyvelere dikkat ediniz. İçleri adeta sünger gibi, çekirdek evi de kof bir yapıya sahiptir.
Biber: Hormonlu biberler aşırı büyük ve etli bir görünüme sahiptir. Çekirdekleri boş, etli kısımda domatesteki gibi beyaz ve sert bir doku hakimdir.
Patlıcan: Şekli bozuktur. Yan yana yapışıktır. Etli kısmı sünger gibi koftur.
Patates: Şekilsiz ve yumruları birbirine yapışıktır. İçinde kararmalar vardır.
Çilek: Aşırı büyük, çift yapışık ve içleri boştur. Şekilleri birbirlerine benzer.
Karpuz: Hormonlu karpuzların çekirdek evleri boştur. Yendiği zaman aşırı nişasta kokusu verir.

Aslında sebze ve meyvelerin hormonlu olup olmadığını anlamanın en basit yolu ürünlerden alınan tattır. Eğer ürünün keskin olan doğal kokusu ve lezzeti azalmış; şekli düzgün ve büyük ise hormonlu olduğuna emin olabilirsiniz.

Beslenme biliminde basit ama çok önemli bir besin kalite standardı vardır :Meyvenin dalı ile ağzınız ne kadar yakın ise o kadar sağlıklı beslenirsiniz.

Mutlu ve sağlıklı günler dileriz!